Hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum. Yorgunluktan desem inanır mıydınız? O kadar çok çalışmış ve koşuşturmuştum ki yorgunluktan en sonunda hıçkırıklara boğulmuştum. Tam o sırada beden gücüyle hayatlarını kazanan insanlar aklıma geldi. Utanmıştım. Göz yaşlarımı silerek kendime gelmeye çalıştım. Bir inşaat işçisinin yada bir uzun yol tır sürücüsünün yaptığı işleri ve yorgunlukları düşününce benim ağlamaya hakkım yoktu.
Bir kaç gün önce kitap işlerim için İstanbul'a gittiğimde daha da utanmış ve küçülmüştüm. Kendim adına ve daha küçük şehirlerde yaşayanlar adına. Yürümüyorlardı, koşuyorlardı. Öyle bir düzen vardı ki karmaşanın içinde çılgın bir koşuşturma. İşte o zaman benim sızlanmaya hiç hakkım yok bile demek zorunda kaldım. Trafik bir canavar olmuş, ekmekte gerçekten aslanın ağzında, kapan kapıyor kapamayan da yaşam savaşı veriyordu. Bir baktım ki sokakta yürüyen kimse gülmüyor. Belki de gülmeye fırsat yok. Sonra çevremdeki restoranlara, cafelere, lokantalara bakıyorum. Milyonlarca boğaz doyurmaya yetecek mekanlar... İstanbul'un boğaza karşı mekanlarını hiç merak bile etmiyorum artık. Yol üzerindeki bu yerlerin ne kadar sağlıklı ve doğru gıdalar hazırlayıp hazırlamadığını düşünmeye başlıyorum. Birine sorsam dün ne yedin diye... Kavga edecek yer arıyorlar. Belki de ne yediklerini bile hatırlamadıklarını söyleyecekler. İşte o zaman ben nasıl söyleyebilirim uzun yaşam, sağlıklı, enerjik, aktif ve buna benzer sözler... Ama maalesef etrafta kilolu insanlar ve mutsuz yüzler gerçeği var. Kimse bu düzene dur demeyecek mi? Bedeni canlandırdığımızda ruhu da canlandıracağız. İnançlarımıza sarıldığımızda güven dolu olacağız. Enerjimizi ve modumuzu değiştirmeliyiz. Nerede ve ne iş yapıyorsak önce kendimizden başlamalıyız ki bu düzene hayır diyelim. Uyanışa geçmeliyiz. On dakikada yediğimiz fast food restoranlarını evimizde pişirdiğimiz yemeklerle yer değiştirmeliyiz. Cipsler yerine çerezler, asitli içkiler yerine taze sıkılmış sebze sularına çevirmeliyiz. Bu düzeni biz kurduk biz değiştirebiliriz. Bizi ele geçiren endüstriyel gıdalara savaş açmalı gücü de inançlarımızdan almalıyız. Bir kişi bin kişi sonra da milyonlara dönüşebilir. Yeter ki bir kişi ile başlayalım.
Işıkla kalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder